Mutluluğun aslında kişisel becerilerimizden biri olduğunu düşünüyorum. Hayatımızı, çevremizi hangi renklerle algılıyorsak, o renkler siniyor tüm yaşadıklarımıza. Aslında iş çok para, yada başarılı olmaktan da geçmiyor. Nice zengin ,başarılı, mutlu olmak için herşeye sahip diye düşündüğümüz gözlerinin feri kaçmış insanların yanında, bir lokma bir hırka misali eviyle, ailesiyle, dostlarıyla sade hayatlar yaşayan mutlu yüzleri görebiliyormusunuz? Onları görebilme becerisine sahipmisiniz???
Mutlu olmak galiba, mutlu olma kararını almaktan geliyor. Yaşamımızdaki her şeye, herkese bizim(le) oldukları için teşekkür edip, şükran duymak ve tadını çıkarmak gerekiyor. Aslında ne kadar basit değil mi??
Mutlu olmak bir seçim, bir beceri.. Ruhumuzun hayata karşı duruşu.... Her beceride olduğu gibi üzerinde çalışılması gerekiyor. Üzerinde çalıştıkça ustalaşacağımız, ve bir süre sonra şartlar ne olursa olsun bizim ayrılmaz bir parçamız olacak bir beceri. Öyle ise neden yarın sabah yataktan kalkarken yüzünüze kocaman bir gülümseme kondurup, güne mutlu yaşama kararı ile başlamıyorsunuz. Bir süre sonra alışkanlık yapacaktır, şaşırmayın..
Fotoğraf: Akihiro Furuta
2 comments:
Haklısınız mutluluk bir beceri. Hatta bir iş gibi. Hem denemesi en kolay hemde yapması en basit uğraş belki de. Fakat bizim toplum gereksiz gördüğü uğraşı angarya sayar yapmaz. En gereksiz gördüğüde bu sanki. Bunu üzülerek yazıyorum.
Her sabah mutluluk fabrikasına işe girmek için kalkıyor olsanız da, o işe alınmamanız için uğraşan insan sayısı, sizin aşabileceğiniz insan sayısından fazla ise bu işe gidip tezgahın başına geçmek hakikaten zor. En az bir destekçi lazım kanaatindeyim. Sadece bir tanecik yeter. O bir tane sahip olursanız, aşabileceğiniz insan sayısını sonsuz olarak değiştirebilirsiniz.
Destekçi konusunda kesinlikle haklısın Deniz Nehir. Bir tanesi dünyalara bedel. Ben bu konuda çok şanslıyım...
Post a Comment