Tuesday, February 3, 2009

Hayaller Dükkanı

Alışveriş yapmanın sonu yok gibi gelmiyor mu kimi günler sizlerede..Hele şu sıralar bütün dükkanların vitrinlerini süsleyen % bilmem kaç indirimler. Bazen dalıp gidiyorum ve kendimi dükkanların, mağazaların içinde ihtiyacım olmayan bir sürü şeye bakarken buluyorum. Ama sonra çoğu kez boşverip en sevdiğim dükkana alışverişe gidiyorum. Adı 'Hayaller Dükkanı' ve içinde ne isterseniz var.


Evde üç dört tane daha benzeri olan siyah kazak veya ayakkabı, ya da siyahı olan blucin'in mavisini almak yerine, ya da kimi kez neredeyse bir öğün yemek fiyatına çıktığım o şık kahve dükkanlarındaki kısa bir mola yerine, gidiyorum daha önceden sipariş verdiğim hayallerimden birine para yatırıyorum. Üstelik çok iyi müşterileri olduğum için olsa gerek, dükkanın sahibi olan hayat da bana sanki daha iyi davranıp, siparişlerimi beklediğimden de önce iletiveriyor. Yok artık buna dünyada param yetmez dediğim günler, bir bakıveriyorum ki, hiç beklenmedik bonuslar bile kazanıvermişim.


Otuz yaşıma kadar dükkanın emlak bölümünün daimisiydim. Sık sık kendi evimi almak için ziyaret ederdim orayı. Sonrasında kırklı yaşlarıma gelene kadar erken emeklilik departmanının en sevdiği müşterisi oldum. Bu arada mavilimon'da uzun uzadıya yazdığım seyahatlerde hep aynı dükkandan satın alındı. Şimdilerde ise elimden geldiğince sık sık ve ufak ufak bir başka yerde, farklı bir hayatın hayaline para harcıyorum. Evet belki o anda, o muhteşem çizmeyi almanın geçici hazzından mahrum kalıyorum ama dediğim gibi o mahrumiyet duygusu da geçici. Ama her sabah dalgaların sesi ile uyanmanın hayali yok mu.... İşte o duygu öylesine kalıcı ve doyurucu ki...


Ya sizin hayaller dükkanınız da neler satılıyor??

5 comments:

Brajeshwari said...

Bir yolculuk.. Cok yakına.. Aldığım çizmeyle gidemem oraya.. Kazak cok gerekli degil.. Kendimi ve not defterimi götüreceğim. Bir de fotograf makinemi..Belkide hepsini birakıp, mutlulukla geri geleceğim.

Basak said...

Nasıl güzel ifade etmişsin, bayıldım... Düşünüyorum, o "mahrumiyet duygusu", yani senin bahsettiğin cinsten olanı gerçekten geçici. Ama şehirlerde hergün ve hergün yeniden tecrübe ediyorsun bu duyguyu çeşit çeşit sebeple. Geçici olduğunu deneyimledikçe, o duygu da giderek daha az yokluyor seni. tamamen yok olacak mı, göreceğiz:)

La Loba said...

Balona binip uçmak istiyorum. Ağır ağır havalanmak, sakin sakin ilerlemek. Serin rüzgarı hissetmek. Arada alçalıp yeryüzüne yakından bakmak. Esinti bir melodi gibi akıp gitsin saçlarımdan.

Amatör Gezgin'in Gezi Notları said...

Ne kadar güzel bir yazı olmuş böyle. Benimde hayaller dükkanımda o kadar çok şey var ki. Bilmem ömrüm yeter mi hepsini almaya. Ama en kısa zamanda güzel bir yolculuk almayı diliyorum...

Butterfly said...

yazını okuyunca aklıma bır kıtap geldı unutamadıgım, buyu dukkanı sıstem yayıncılıgın cok ama cok guzel bır kıtaptı yaslı satıcı herkese hayallerını satıyor ama bedelı elbete odenmek sartıyla... sevgıyle